RAM
New member
Facebook’a Arakanlı Müslümanlardan 150 milyar dolarlık dava: Şirket acılarımızdan faydalandı
Kaliforniya’da açılan 150 milyar dolarlık davada Arakanlılar, Facebook’un içerik denetlemedeki başarısızlığı ve platformunun dizaynının Rohingya topluluğuna yönelik uygulanan şiddete katkıda bulunduğunu savunarak, şirketin ‘Arakanlıların canı karşılığında ticari çıkar güttüğü’nü kaydetti.
Facebook’ta istismara maruz kaldığını söyleyen ‘Özgür Rohingya Koalisyonu’ isimli kümenin kurucusu Nay San Lwin, “Facebook bizim acılarımızdan faydalandı. Bundan kurtulabilenlerin Facebook’a dava açmaktan öbür seçeneği yok. Arakanlı mağdurların kayıplarının tazmin edilmemesi adaletsizlik olur” dedi.
İnsan hakları savunucuları ve tüzel uzmanlar, Facebook’a açılan bu davanın toplumsal medya şirketleri için bir ihtar işareti olduğunu ve şirketlerin sahip olduğu dokunulmazlıkları sonlandırmak için mahkemeler için de bir imtihan olacağını söz ediyor.
Davanın Facebook’a karşı kazanılması ihtimali konusunda fikir ayrılıkları olsa da, Arakanlı aktivistleri Myanmar’da yasadışı göçmen olarak kabul edilme durumlarının kendilerine fazla seçenek bırakmadığını söylüyor.
Arakanlı aktivist Lwin, “Rohinghya her şeyini kaybetti. Lakin Myanmar’da Rohingyalılar için hiç bir hukuk yok” dedi.
Facebook’tan açıklama: Arakan halkına karşı işlenen kabahatlerden dehşete düştük
Hususa ait açıklama yapan bir Facebook sözcüsü, şirketin “Myanmar’daki Arakan halkına karşı işlenen hatalardan dehşete düştüğünü” söyleyerek şu sözleri kullandı:
“Burma lisanı konuşanlardan oluşan özel bir takım kurduk, Tatmadaw’ı (Myanmar ordusu) yasakladık, kamusal tartışmaları manipüle eden ağları engelledik ve insanları inançta tutmaya yardımcı olmak için ziyanlı yanlış bilgiler konusunda harekete geçtik. Şiddet barındıran içeriklerin yaygınlığını azaltmak için Burma lisanındaki teknolojiye de yatırım yaptık.”
Davanın açılmasından bir gün daha sonra Meta (Facebook) Myanmar ordusuyla bağlı birkaç hesabı engellediklerini ve yeni yahut gelişen ziyanlı içerik çeşitleri üzerinde daha süratli harekete geçmek için daha kolay adapte olabilen yeni bir yapay zeka sistemi kurduklarını deklare etti.
Bu adımın teknoloji devi Facebook’un endişelendiği manasına geldiğini söyleyen “Burma için Alternatif ASEAN Ağı” kurucusu Debbie Stothard, “Bu açıklamalar, davanın bir ikaz işareti olduğunu gösteriyor. Dava tek başına esasen mert bir adım” dedi.
Ağustos 2017’de başlatılan askeri operasyonlarda, Myanmar’ın Arakan eyaletinde yaşayan 10 bine yakın Müslüman öldürülmüş, en az 730 bin kişi de göçe zorlanmıştı. İnsan hakları kümeleri sivillerin öldürülmesi ve köylerin yakılmasına ait epey sayıda delil topladıklarını belirtiyor.
Myanmarlı yetkililer ise, bir isyanla gayret ettiklerini savunarak argüman edilen sistematik hak ihlallerini reddediyor.
Birleşmiş Milletler ‘Facebook, Arakanlılara yönelik nefret telaffuzunu yaymakta kilit rol oynuyor’ demişti
Birleşmiş Milletler’in insan hakları inceleme takımı, 2018’de yayınladıkları raporda, Arakanlılara yönelik şiddeti körükleyen nefret telaffuzunu yaymakta Facebook’un kilit rol oynadığını bildirmişti.
Birebir yıl Reuters’ın yayınladığı bir araştırma, Arakanlılara ve öbür Müslümanlara yönelik ataklara ait Facebook’ta yer alan paylaşım, yorum ve imgelere dair 1000’den çok örnek ortaya koymuştu.
‘Mesele davanın muvaffakiyete ulaşıp ulaşamayacağı değil, bu davaya niye muhtaçlık duyulduğu’
Davaya ait konuşan Edelson PC isimli hukuk şirketi yöneticisi David Mindell, “Bu dava, kuvvetli bir şirketin hiç bir denetim olmadan dünya üzerinde güç sahibi olması durumunda neler olabileceği konusunda bir dava” dedi.
Stothard ise, “Mülteciler, göçmenler, LGBT bireyler ve öbür tüm azınlıklar, epeyce ağır ziyana maruz kaldılar. Sıkıntı davanın muvaffakiyete ulaşıp ulaşamayacağı değil, bu davaya niye muhtaçlık duyulduğu. Sıkıntı aslında, toplumsal medya şirketlerini sorumlu kılmakla ilgili” dedi.
Kaliforniya’da açılan 150 milyar dolarlık davada Arakanlılar, Facebook’un içerik denetlemedeki başarısızlığı ve platformunun dizaynının Rohingya topluluğuna yönelik uygulanan şiddete katkıda bulunduğunu savunarak, şirketin ‘Arakanlıların canı karşılığında ticari çıkar güttüğü’nü kaydetti.
Facebook’ta istismara maruz kaldığını söyleyen ‘Özgür Rohingya Koalisyonu’ isimli kümenin kurucusu Nay San Lwin, “Facebook bizim acılarımızdan faydalandı. Bundan kurtulabilenlerin Facebook’a dava açmaktan öbür seçeneği yok. Arakanlı mağdurların kayıplarının tazmin edilmemesi adaletsizlik olur” dedi.
İnsan hakları savunucuları ve tüzel uzmanlar, Facebook’a açılan bu davanın toplumsal medya şirketleri için bir ihtar işareti olduğunu ve şirketlerin sahip olduğu dokunulmazlıkları sonlandırmak için mahkemeler için de bir imtihan olacağını söz ediyor.
Davanın Facebook’a karşı kazanılması ihtimali konusunda fikir ayrılıkları olsa da, Arakanlı aktivistleri Myanmar’da yasadışı göçmen olarak kabul edilme durumlarının kendilerine fazla seçenek bırakmadığını söylüyor.
Arakanlı aktivist Lwin, “Rohinghya her şeyini kaybetti. Lakin Myanmar’da Rohingyalılar için hiç bir hukuk yok” dedi.
Facebook’tan açıklama: Arakan halkına karşı işlenen kabahatlerden dehşete düştük
Hususa ait açıklama yapan bir Facebook sözcüsü, şirketin “Myanmar’daki Arakan halkına karşı işlenen hatalardan dehşete düştüğünü” söyleyerek şu sözleri kullandı:
“Burma lisanı konuşanlardan oluşan özel bir takım kurduk, Tatmadaw’ı (Myanmar ordusu) yasakladık, kamusal tartışmaları manipüle eden ağları engelledik ve insanları inançta tutmaya yardımcı olmak için ziyanlı yanlış bilgiler konusunda harekete geçtik. Şiddet barındıran içeriklerin yaygınlığını azaltmak için Burma lisanındaki teknolojiye de yatırım yaptık.”
Davanın açılmasından bir gün daha sonra Meta (Facebook) Myanmar ordusuyla bağlı birkaç hesabı engellediklerini ve yeni yahut gelişen ziyanlı içerik çeşitleri üzerinde daha süratli harekete geçmek için daha kolay adapte olabilen yeni bir yapay zeka sistemi kurduklarını deklare etti.
Bu adımın teknoloji devi Facebook’un endişelendiği manasına geldiğini söyleyen “Burma için Alternatif ASEAN Ağı” kurucusu Debbie Stothard, “Bu açıklamalar, davanın bir ikaz işareti olduğunu gösteriyor. Dava tek başına esasen mert bir adım” dedi.
Ağustos 2017’de başlatılan askeri operasyonlarda, Myanmar’ın Arakan eyaletinde yaşayan 10 bine yakın Müslüman öldürülmüş, en az 730 bin kişi de göçe zorlanmıştı. İnsan hakları kümeleri sivillerin öldürülmesi ve köylerin yakılmasına ait epey sayıda delil topladıklarını belirtiyor.
Myanmarlı yetkililer ise, bir isyanla gayret ettiklerini savunarak argüman edilen sistematik hak ihlallerini reddediyor.
Birleşmiş Milletler ‘Facebook, Arakanlılara yönelik nefret telaffuzunu yaymakta kilit rol oynuyor’ demişti
Birleşmiş Milletler’in insan hakları inceleme takımı, 2018’de yayınladıkları raporda, Arakanlılara yönelik şiddeti körükleyen nefret telaffuzunu yaymakta Facebook’un kilit rol oynadığını bildirmişti.
Birebir yıl Reuters’ın yayınladığı bir araştırma, Arakanlılara ve öbür Müslümanlara yönelik ataklara ait Facebook’ta yer alan paylaşım, yorum ve imgelere dair 1000’den çok örnek ortaya koymuştu.
‘Mesele davanın muvaffakiyete ulaşıp ulaşamayacağı değil, bu davaya niye muhtaçlık duyulduğu’
Davaya ait konuşan Edelson PC isimli hukuk şirketi yöneticisi David Mindell, “Bu dava, kuvvetli bir şirketin hiç bir denetim olmadan dünya üzerinde güç sahibi olması durumunda neler olabileceği konusunda bir dava” dedi.
Stothard ise, “Mülteciler, göçmenler, LGBT bireyler ve öbür tüm azınlıklar, epeyce ağır ziyana maruz kaldılar. Sıkıntı davanın muvaffakiyete ulaşıp ulaşamayacağı değil, bu davaya niye muhtaçlık duyulduğu. Sıkıntı aslında, toplumsal medya şirketlerini sorumlu kılmakla ilgili” dedi.