Zayıflayan ekonomi bu kadar sert darbe aldı

RAM

New member



Yıkıcı depremlerden önce bile Türkiye özellikle yüksek enflasyonla mücadele ediyordu. Felaket her şeyden önce tarımı vuruyor – küresel yansımaları var.


Ekonomik olarak Türkiye, yüzyılın depreminden önce zaten büyük sorunlarla mücadele ediyordu: ulusal para birimi büyük ölçüde değer kaybetti ve enflasyon bazı durumlarda aylardır yüzde 50’nin oldukça üzerinde seyretti. Şimdi ülke, ülkenin güneydoğusunda on binlerce kişinin ölümüne neden olan yıkıcı depremin ardından yeniden yapılanmayla da uğraşmak zorunda.


7.8 büyüklüğündeki sarsıntı, ülkenin modern tarihteki en kötü felaketi. On bir ilde bütün şehirler harabe halindedir. Türkiye ve özellikle komşu Suriye’de en az 45.000 kişi öldü. Hasarın 80 milyar avroya kadar çıktığı tahmin ediliyor.


Ağırlıklı olarak tarım etkilendi


Ancak, depremden etkilenen bölge ülkenin ekonomik olarak en az gelişmiş bölgesi olduğundan, tüm Türkiye ekonomisi üzerindeki etki başlangıçta sınırlıdır. Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılasına (GSYİH) yalnızca yüzde dokuz civarında katkı sağlıyor.


Danışmanlık firması Teneo Consultancy’den Wolfango Piccoli’nin vurguladığı gibi turizm bölgeleri de depremden büyük ölçüde kurtuldu. Yabancı turistler de “artık Türkiye’nin en önemli döviz kaynağı haline geldi”.


Bazı sektörler, özellikle de tarım daha fazla etkileniyor. Ankara’daki özel üniversite TOBB ETÜ’de ekonomist olan Ünay Tamgaç, deprem bölgesinin Türkiye’nin tarım, ormancılık ve balıkçılık alanlarındaki üretiminin yüzde 14’ünden fazlasını oluşturduğunu varsayıyor. Türkiye’nin güneydoğusundaki kayısı yetiştiriciliği dünya pazarı için önemlidir.


Daha önce meydana gelen deprem ekonomiyi büyük ölçüde etkilemişti.


1999’da Türkiye’yi yıkıcı bir deprem vurdu. 7.6 büyüklüğünde, biraz daha az şiddetliydi ve ayrıca önemli ölçüde daha az insan, yani 17.000 kişi öldü. Ancak İstanbul metropolü de dahil olmak üzere ülkenin sanayi merkezini vurdu. Bu nedenle Uluslararası Para Fonu’ndan Mahmoud Mohieldin, depremin Türkiye ekonomisi üzerindeki sonuçlarının daha az şiddetli olabileceğinden şüpheleniyor.


Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’na göre, 1999’da Türkiye’nin GSYİH’sı deprem nedeniyle yüzde 0,5 ila 1,0 arasında düştü ve hızlı yeniden yapılanma önlemleri sayesinde ülke nispeten hızlı bir şekilde toparlandı. Ertesi yıl, 2000’de GSYİH yeniden yüzde 1,5 arttı.


Banka, bu kez de, “yeniden yapılanma faaliyetleri yoluyla üretimdeki artışın, ekonomik faaliyetteki aksamanın olumsuz etkisini büyük ölçüde telafi edebileceğini” açıklıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şimdiden milyonlarca depremzede için yeni konut yapma sözü verdi.


Uzman: Döviz gerekli


Soru, gerekli fonların nereden geleceği konusunda kalır. Son yıllarda Türk lirasını istikrara kavuşturmak için alınan tedbirler devletin kasasına ağır bir yük getirdi. Erdoğan, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için depremden önce milyarlarca dolar harcama sözü vermişti.


Yalova Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olan Baki Demirel, “Dövize ihtiyaç olduğu açık” diyor. Türkiye’nin ulusal borcu nispeten düşüktür. Yani hükümetin biraz serbestliği var.


Öte yandan, yabancı yatırımcılar son dönemde Türkiye’den giderek daha fazla kaçınıyor. Buradaki kilit faktör, Erdoğan’ın alışılmışın dışında para politikası: Başkan, geleneksel anlayışın aksine, enflasyonla mücadelede faiz oranlarını düşürmesi için merkez bankasına defalarca büyük baskı yaptı.


Sonuç olarak, ekonomistler önümüzdeki aylarda ve yıllarda Türkiye ekonomisi için güçlü rüzgarlar görüyorlar. Analist Murat Kubilay, “durağanlaşması veya doğal oranının altında büyümesi muhtemel” diyor.